homify ailesi her geçen gün büyüyor. homify'ın uzman ekibine her gün yeni birileri katılıyor. Bugün sizleri Mersin'e götüreceğiz ve aramıza son dönemde katılan iç mimar Sena Hayfavi'nin tasarladığı bir salonu ayrıntılarıyla inceleyeceğiz. Son derece sade bir salonun şık ayrıntılarla ne kadar akılda kalıcı bir salona dönüşebileceğini göreceğiniz bu örneğin fotoğraflarını görünce siz de bize hak vereceksiniz. Haydi lafı fala uzatmadan turumuza başlayalım.
Salon her şeyden önce geniş pencereleriyle dikkat çekiyor. Bu sayede salona giren bol gün ışığı salonun genel atmosferini belirlemiş ve mekanı ferah ve havadar bir yer haline dönüştürmüş. Çeşitli renk tonlarının bir arada uyumlu bir şekilde kullanıldığı salonda duvarlar ve perdeler doğal açık pastel tonlardan seçilmiş. Yer döşemesi ise buna kontrast oluşturacak şekilde koyu kahverengi tercih edilmiş. Orta sehpası ise zarif çizgileriyle salonun dikkat çeken bir başka parçası olmuş.
Bu açıdan baktığımızda salona bir çok doğa esininin eklendiğini görüyoruz. Çiçek desenli döşemeleriyle oldukça rahat görünen tekli koltuklar duvardaki rengarenk kelebek portresiyle de uyum sağlamış. Arka planda ise Saim Dursun'a ait olan Kelebek
adlı orijinal tabloyu görmek mümkün.
TV üntesi için ahşap panel kullanılmayıp son dönemde görmeye alışık olduğumuz biçimde inşaatta yapılan girinti doğal taş efektiyle kabartılmış. Koyu renkli ahşaptan oluşan TV sehpası bu girintiyle aynı boyutlarda yapılmış. TV ünitesinin iki yanındaki aydınlatmalı raflar ise göz dolduruyor.
Salondaki kanepelerden biri mavi ve yaldızlı kırlentlerle tamamlanmış. Krem rengi koltuk bu dokunuşla renklenmiş ve daha şık bir yer haline gelmiş.
Yemek bölümünde ağırlıklı olarak siyah ve onunla çok güzel bir kontrast yakalamış lilanın ağırlığını görüyoruz. Tamamen siyah bir masayla, siyah ve açık lila tonlardaki sandalyeler kombinlenmiş. Canlı çiçeklele renklendirilen masa tavandan sallanan iki adet özel tasarım avizeyle aydınlanıyor. Yemek bölümündeki sanatsal dokunuşlara aşağıda daha detaylı değineceğiz.
Yemek bölümünün sağ tarafındaki duvarda bu tabloyu görüyoruz. Zaten bu eve değer katan en önemli unsurlardan biri, mekânın çeşitli duvarlarını süsleyen orijinal tablolar. Örneğin Matador
adını taşıyan bu tablo ressam Evren Sezgin'e ait.
Salonu süsleyen bir başka tablo da bu bar dolabın üstünde yer alıyor. İki Baş ve Yusufçuk
adını taşıyan bu tablo ise Ergin İnan'a ait.
Yemek bölümünün diğer tarafında ise servis takımlarının konulacağı ahşap konsül bulunuyor. Konsülün üstündeki sanatsal seramik vazo ve şamdanlar konsüle şık bir hava katmış. Konsülün üstünde yer alan büyük aynada ise, Çağdaş Erçelik'e ait olan Orkestra
adlı tablonun yansımasını görüyoruz.
Salon için seçilen aksesuarlardan biri de üzerinde Türkçe'ye, Ve sonsuza dek mutlu yaşadılar. SON
şeklinde çevirebileceğimiz bir yazı baskısı olan seramik tabak. Yazımızı bu tabakla sonlandıralım dedik ki gördüğümüz oturma odasında insanın mutlu yaşamaması için bir neden olmadığından biz de bu söze imzamızı koyuyoruz.
Bu yazı hoşunuza gittiyse şu yazı da ilginizi çekebilir: