Minimalist anlayışla biçimlenmiş bir yuva

Güleren Eren Güleren Eren
Puristisch wohnen im kubischen Einfamilienhaus, Skandella Architektur Innenarchitektur Skandella Architektur Innenarchitektur Minimalistische huizen
Loading admin actions …

Günümüzde konut tasarımında cazibe unsurlarını sayarsak geniş mekanlardan, bol pencerelerden, naif renk ve formlardan bahsedebiliriz. Skandella tarafından tasarlanan bu konut Almanya'nın güneyinde, ormanlık bir arazide yer alıyor. Özgün tasarımı minimalist mimariyle aile odaklı dekorasyonu birleştirmiş. Çoğu kimse bu ikisinin bir arada olamayacağını söyleyecektir ancak göreceğiniz gibi bu projede bu uyum başarılı bir şekilde yakalanmış.

Etkileyici bir cephe

Evin giriş cephesine baktığımızda geçtiğimiz yüzyılın başından itibaren tasarıma ve mimariye damga vuran mimari dili görmek mümkün. Örneğin Bauhaus okuluna dahil pek çok yapıyla parallellik bulabilirsiniz. Modernist geleneği benimsemiş bu mimari dil, aynı zamanda minimalist bir izlenim de yaratıyor. Dolu beyaz cepheler ve yatay lineerlik cephenin önündeki çalılarla renklendirilmiş.

Işıldayan ve şeffaflaşan bir arka cephe

Dışarıya kapalılığı görsel olarak da okuyabildiğimiz ön cephenin sağır duvarlarından sonra arka cephe alabildiğine şeffaf. Geniş pencerelere burada yer verilmiş. Işıklar yandığında bu şeffaflığın iyice vurgulanabildiğini ve mekanın ışıl ışıl parladığını görüyoruz. Bu dışarı açıklık en çok da ormanlık arazideki peyzajı izlemek için büyük avantaj. Bütün odalar birer seyir terası gibi.

Farklı bir perspektif

Binaya karşıdan değil de böyle bir açıyla bakıldığında lineer ve açıklıklı mimarisi bu persektiften son derece dinamik göründüğü kadar açık ve kapalı alanların üç boyuttaki olgun tasarımını da yansıtıyor. Bu monoton olmayan kütle formu dinamizm yaşam alanlarını cazip hale getiriyor. Öte yandan düz çatı son derece şık ve her anlamda çağdaş. Kontrast yaratan koyu renk malzeme, lineer vurguyla çatı ve tüm üst yüzeylerde kendini öne çıkarıyor.

İç mekandaki pür minimalizm

Apaçık ve bembeyaz, detaylardan neredeyse arınmış. İç mekan doğal ışıkla dopdolu ve bu sayede seçilen ortak alanlar için seçilen bembeyazlık iyice vurgulanıyor, ışıkla çoğalıyor. Zemin dahi bu beyazlığı bozmayacak, çok açık bir tonda seçilerek bu açıcı atmosfere katkıda bulunması sağlanmış. 

Yaşam alanlarının planı açık ve akışkan, bu da evde yaşayan ailenin bir özgürlük duygusu sezmesini sağlıyor. Geniş metrekare de bu tip bir planlamanın etkisini arttırıyor elbette. Mutfakla salon arasındaki açıklık mesafeyle birlikte genişleyen bir mekan hissi yaratıyor. 

Salonda aynı zamanda bölücü bir eleman gibi duran şömine bölümü odun parçaları için ayrılan nişle birlikte tasarlanmış. Bu kompakt tasarım evin içinde belirleyici bir öğe olmuş.

Mutfak

Salondaki beyaz tema mutfakta da devam ediyor. Minimalist mutfaklarda sıkça rastladığımız kulpsuz beyaz yüzeyler bu mutfakta da mevcut. Ne kadar az detay olursa o kadar steril ve hijyenik bir his yayılıyor sanki mutfaktan. Mutfak adasına ayrıca bir banket eklenmiş, ocak kısmı böylece yaşam alanından görsel olarak biraz daha ayrılarak araya sağır bir yüzey konmuş. 

Elbette dolaplarda kullanılan parlak kaplama da yansıtıcı bir özelliğe sahip. Kullanılan renk ve yüzey tipi evin sınırlı ışık alan bu kısmını bir miktar daha aydınlatmaya yarıyor. Bunun yanı sıra ihtiyaca göre aydınlatmaların kullanılacağı bir aydınlatma sistemi tabii ki bu mutfakta mevcut.

Bu bembeyaz mutfak hoşunuza gittiyse Türkiye'den gözlerinizi kamaştıracak 14 beyaz mutfak yazısına da bakmanızı öneririz.

Banyoda kırılan beyaz

Minimalist yaklaşım evin tamamında devam ederken renk konusunda banyoya geldiğimizde bir kırılmayla karşı karşıya kalıyoruz. Açık tonlarda bir toprak rengi banyonun zemininde ve tezgahla ayna arasında banyoda adeta yumuşak bir gölge yaratıyor.

Hulp nodig bij uw woonproject?
Neem contact met ons op!

Hoogtepunten uit ons magazine